AKP BÖLÜNÜR MÜ?   Şimdi herkesin gözü ve kulağı 22 mayıs da yapılacak olan Adalet ve Kalkınma Partisi olaganüstü kongresinde. Bazıları Akp'nin bölüneceği beklentisi ile ellerini oğuşturarak bekliyor ve fitne operasyonları devam ediyor, heyecanla akp'nin bölünmesi bekleniyor.   Fakat hemen söyleyelim, Akp bölünmeyecek aksine daha güçlü daha kenetlenmiş ve güçlenmiş olarak bu kongreyi tamamlayacaktır.   Şimdi kamuoyunda sorulan, özellikle akp'nin yıpranmasını ve bölünmesini bekleyen çevrelerin yaydığı ve algı oluşturmaya çalıştıkları bazı soruların cevaplarını burada aramaya ve vermeye çalışalım:  1-Önce bu yapılan bir darbe mi, demokrasiye vurulan darbe mi? Hayır bu tür değişimler ve görev değişiklikleri akp'de ve demokrasi tarihimizde çok olmuştur, asla bir darbe değil sadece bir değişikliktir. Darbe zorla ve zor kullanılarak yapılan girişimlerdir, yasa ve anayasaları ortadan kaldırmaya yöneliktir, millete ve milletin iradesine yapılan bir müdahaledir, burada ne yasalar ne de anayasa ortadan kaldırılmıştır, ne de parti tüzük ve siyasi partiler yasasına aykırı bir durum vardır. Yarın kongre toplanarak yeni genel başkanı ve ekibini demokratik usullerle yeniden seçecektir.   Üstelik bu darbe deyimini kullanıp kendi beceriksiz ve başarısızlığını başka bir parti üzerinden yürütmeye çalışan Chp genel başkanı ve diğerlerinin bu itham ve suçlamaları da tamamen komik ve gülünçtür. Çünkü aynı genel başkan kendisi bir kaset darbesiyle genel başkanlık koltuğuna oturmuştur.    Gelecekte de kendi deyimi ile bir darbe ile o koltuğundan gönderilecektir. O zaman ne diyecek merak ediyorum.   2-Seçim kazanmış bir genel başkanı değiştirmek doğru mu? Aslında doğru değil gibi görünse de gayet doğal ve doğrudur. Çünkü seçimi genel başkanlar değil teşkilat ve partiler kazanır. Yani isimler değil, isimsiz kahramanlar, yani parti üyeleri ve gönüllüler seçimleri kazanırlar, genel başkan sadece bir semboldür. Neden derseniz son örnekte Davutoğlu yeni partinin başına geçmiş, bir evveliyatı yok, yani sadece dışişleri bakanlığı yapmış, partiyle ilgisi olmayan birisi nasıl olmuştur da kısa bir zamanda seçimi kendi adı ve şahsıyla kazanmıştır?     3-Cumhurbaşkanı siyasete müdahale mi ediyor, hayır görevini ve gereğini yapıyor. Çünkü Cumhurbaşkanı Akp'nin kurucusu ve eski genel başkanıdır. Partiyle ilgili tavsiyelerde bulunması, yol göstermesi gayet doğaldır. Müdahale olarak değerlendirilen hususlarda parti organları yani MKYK ve MYK gerekli iş ve işlemleri yapmaktadır. Yani siyasi partiler kanununa göre demokratik kurul ve kurallar çerçevesinde yapılmaktadır. Bu da bir kişinin veya Cumhurbaşkanının müdahalesi olarak algılanamaz, kabul edilemez.    4- Yukarıda da söyledim Akp bölünür mü sorusunu sormak bile abes ama bugünlerde çok soruluyor, asla ve kesinlikle bir bölünme yaşanmaz, beklentisi olanlarda yine hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Bunlar fitne çevrelerinin gönüllerinden geçen, istek ve arzularından başka bir heves değildir. Akp bu tür değişim ve dönüşümleri daha önce de yaşadı. Gül, Arınç, ilk kuruluşunda Mehmet Gazioğlu olayları gibi çok örnek verebiliriz. Davutoğlu'nun da muhalefet ile birlikte hareket edeceğini bekleyenlerde boşuna beklerler çünkü Davutoğlu bu safhada kesinlikle birileriyle beraber olamaz, birlikte hareket edemez ve yeni adayın karşına da zaten aday olmayacağını önceden açıklamış bulunuyor.    5-Ekonomi bu değişimden nasıl etkilenir, olumsuz etkisi olur mu sorusuna gelince de, evet kısa ve bir tereddüt veya beklenti dönemi yaşanabilir ama önemli ölçüde bir etkilenme olmaz, aksine soru ve soru işaretlerinden , belirsiz alanlardan kurtularak daha da güçlü bir şekilde ekonomik hayatımız devam eder. Ama dediğim gibi kısa bir tereddüt de geçirecektir, borsa düşecek, döviz biraz yükselecek ama sonunda tüm dengeler yerine oturacaktır.   6-Terör ile mücadele ve dış politikada değişiklik olacak mı, nasıl olacak sorusuna da Terör ile mücadele daha sert ve kararlı bir şekilde sürecek, son darbeler vurularak dış müdahaleler daha sert karşılık bulacak, ya hendeklere gömülecekler ya da teslim olacaklardır. Dış politikada zaten bir yola girilmiştir o yolda kararlı ve tavizsiz bir şekilde devam edilecek, Ab ve Abd ile ilişkiler ülke lehine alınacak kararlar ve mesajlarla sürdürülecek, İslam birliği ve ab ile ortaklık konusundaki taleplerimiz yerine getirilmediği sürece bir değişim asla olmayacak, kesinlikle geri adım atılmayacaktır.   Özetle Türkiye yeni Türkiye yolunda daha hızlı, tavizsiz, tereddütsüz ve kararlı bir şekilde daha hızlanmış olarak devam edecek, gelecek güzel günlere doğru yol alacak, Başkanlık sistemi yasal olarak mümkün olamaz ve oy veya referandum sayısına ulaşılamaz ise fiili başkanlık yeni dönemde zaten başlamış olacaktır. Belki de en son ihtimal partili başkanlık sistemi de alternatif olarak fiilen uygulamaya konulacaktır.