DÜŞÜNMEK
sabit ince tərəfindən "Digər yazılar" bolməsinə 02:47 27 aprel 2016 tarixində əlavə olunmuşdur

DÜŞÜNMEK 27 Nisan 2016 Çarşamba Saat 10:15 İnsanoğlu var olduğundan beri düşünmektedir. Çünkü yaradılışı ve fıtratı gereğidir düşünmek. Düşünmek zorundadır da. Neleri düşünür, niçin düşünür, ne için düşünür?  Bunlar her insana göre değişir.  Kimi nasıl ve ne için yaratıldığını düşünür, neden dünyaya geldiğini, nasıl yaratıldığını, yaratılış amacının ne olduğunu düşünür, sonra Semavi dinler çıkar karşısına... Müslümanlık, İsevilik, Musevilik gibi... Veya semavi olmayan dinleri sorgular, sonra hangi coğrafya da doğmuş ise, o coğrafya da geçerli olan veya yaşatılan dinin bir mensubu olarak kendini diğer insanlar gibi o dinin içinde bulur. Aslında düşünür ama incelemeye fırsat bulsa bile içinde yaşadığı coğrafyanın mensup olduğu dinden başkasına girmesi çok zordur, çünkü çocukluğundan beri o dini yaşamış, yaşatılmış, o dinin kurallarına göre yetiştirilmiş ve hazırlanmıştır. Yani o dine kurgulanmıştır.  Başka bir dinin daha iyi olduğunu bulsa ve anlasa bile o dine geçmesi artık bir mucize gerektirir. Sonuçta görür ve anlar ki, o dinler insanlığa mutluluk ve huzur değil, savaş, kavga, çatışma, yoksulluk, perişanlık, sömürülme, kullanılma ve insanca yaşamasına engel sayısını bilmediği kadar sıkıntı getirmiştir.  Kimi insanlar da semavi ve semavi olmayan dinler dahil hiç bir dini inanca bağlanmamış, kendini hür ve sadece bu hayatın var olduğu inancı ve yaşam biçimi ile dünyaya gelip giderler ve böyle bir yaşam biçimini tercih ederler.  Onlara kimimiz dinsiz, kimimiz ateist, kimimiz başka isimler veririz. Onların yanlış olduğunu, boşu boşuna bir hayat yaşadıklarına inanarak kendi dinimiz veya inancımızın doğru olduğunu kabul ederek yaşamaya devam ederiz.  Kimi yaşadığı bu hayatta mal, mülk, servet, şöhret, güzel bir hayat yaşamak için düşünür, o uğurda çalışır, yatlar, katlar, servetler sahibi olur belki bu hayatını güzel ve huzurlu ve belki de en huzursuz olarak yaşar ve ömrünü tamamlayarak bu dünyadan göçer gider. Arkasından mal, mülk, para ve hırs kavgaları başlar, oğulları, kızları varisleri birbirine girer bir türlü razı olmazlar kendilerine kalanlara ve miras savaşları sürüp gider. Tabii asla huzurlu ve mutlu bir hayat yaşayamazlar, hep mal, mülk, servet ve nasıl ele geçirip, hepsine sahip olacaklarını düşünmekten zaten başka bir şeye ne zamanları ne de düşünecek halleri kalır.    Kimi de yaradılış nedeninin yaşadığı dünyayı güzelleştirmek, yaşadığı toplumun mutlu ve huzurlu, kavgasız, savaşsız bir şekilde sürmesi için düşünür, neler yapabileceğini düşünür, yapabildiklerini yapmaya başlar, küçük gruplar ve topluluklar oluşturur, onları yönlendirir ve yönetir, güzel işler yapar, belki de kendi çıkarlarını gizleyerek o gizledikleri amaçlarının sinsi bir şekilde gerçekleşmesi için her şeyi kullanır, mübah görür ve istediğini elde eder.  Lider olur, şair olur, yazar olur, sanatçı olur, güzel sanatlardan birinin yaratıcısı ve geliştiricisi olur, onlarla insanlara mesajlar vermeye başlar, huzurlu ve mutlu bir hayatın her şeyden değerli ve önemli olduğunu hatırlatarak, hep haykırarak mutlu ve uyumlu, saygılı, birlik ve beraberlik içinde kardeşçe yaşayan topluluk ve toplumlar, devletler oluştururlar, devlet adamlarını etkileyerek istedikleri dünyanın kurulması yolunda çalışır dururlar.  Sonra bu dünyadan her canlı varlık gibi onlar da göçüp giderler ama gerilerinde mal, mülk, servet ve şöhret yerine ilim, eser, sanat ve güzellikler bırakarak giderler, unutulmazlar, anılırlar, hatırlanırlar, ölüm ve doğum, sanat yılı etkinlikleri yapılır, verdiği mesajlar ve bıraktığı eserler yeniden hatırlatılır, onların insanların mutluluğu için olduğu binlerce kez tekrarlanarak güzel ve mutlu bir toplum oluşmasına bu dünyada olmadan da katkıları olur. Kimileri de işçi, çiftçi, memur gibi sanatlarla uğraşarak belirli bir ücret karşılığında kendilerine takdir edilenle yaşamayı seçerler, günlük hayatı herkesin yaşadığı gibi imkanları ve gelirleri ölçüsünde yaşamaya, belirli bir düzenle bu hayatı tamamlamaya çalışırlar, sonra onlarda bu dünyadan çekip giderler ama belki çocukları isimlerini kendi çocuklarına vermişlerse büyük-babasının adı, dedesinin adı, annesinin adı gibi isimlerle belki hatırlanırlar, isimleri belki anılır. İşte bendeniz de herkes gibi bugün biraz düşündüm ve bunları sizlerle paylaşmak istedim. Belki bir faydamız olur, belki biraz olsun düşündürebilirim, belki ne oluyor, ne yapıyoruz, nereden geldik, nereye doğru gidiyoruz diye sizler de belki düşünürsünüz diye bunları yazma gereği duydum.  Belki bunları okuyarak zamanınızı çaldım, belki de bir kelime ile sizleri düşündürebildim, zerre de olsa bir faydam olabildi mi bilemiyorum, buna sizler karar vereceksiniz. Ama sonuç da herkes gibi azıcık da olsa siz de benim gibi, diğerleri gibi düşüneceksiniz... Düşünmek güzeldir, iyi yola doğru ufuk açar, siz de düşünün, düşünenlerden zarar gelmez...


... dəfə oxunub
Qiymət verilməyib...
[qiymət ver ]
Şərh yaz
8+24=
Hesaba giriş
Müəllif

sabit ince
Haqqında
Sondakika Gazetesi'de Yazar, şair/yazar/yayıncı'da Editor ve HALK ŞAİRLİĞİ'de Bağlama-Solist halk ozanı Geçmiş: Nevşehir ve Önce Vatan Gazetesi İşini düzenle Marmara Üniversitesi'de İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi okudu Geçmiş: kayseri ticaret meslek lisesi Kayseri'de yaşıyor Memleketi Gerce, Nevşehir, Turkey
Əlaqə
Tel.:
00905367971050
E-mail:
sabit.ince@hotmail.com
Sosial şəbəkə:
Facebook
Twitter
YouTube-da izlə
Facebook
0.0319 saniye