İDAM, İADE, FETÖ VE İNCİRLİK 20 Temmuz 2016 Çarşamba Saat 20:27 Henüz tehdidi tamamen geçmemiş olan darbe girişimden sonra en çok tartışılan konulardan biri de idam talepleri ve iktidarın bu taleplere karşı şimdilik olabilir tavrı da sürerken, çok sayıda tutuklamalar ve kamuda izinlerin kaldırılması, yeni listeler ve yeni bilgilere ulaşılması günün gündemi olarak devam ediyor. Önce idam konusunda kamuoyunun ne kadar çok talebi olursa olsun hukuki ve teknik olarak idam yasasının geri getirilmesi ve anayasa değişikliği yapılması konusunda maalesef sıkıntılar var. Ayrıca başta CHP olmak üzere HDP'nin de buna siyasal olarak karşı olduklarını ve karşı çıkacaklarını hepimiz biliyoruz.  AKP'nin MHP ile birlikte idam yasasını yeniden getirme gücü olacak mı, bunun uluslararası etkisi ve Kopenhag kriterlerine göre geri getirilmesi mümkün mü, mümkün olsa bile hukuken bunun geçmiş olaylara yani darbecilere uygulanma imkanının olmadığını hukukçu profesörler canlı yayınlarla halka duyuruyorlar ama halkın bu konudaki talebi kesin, kararlı ve bir süre daha devam edecek. İade ve ABD ile ilişkiler konusuna gelince Türkiye Fetö'nün iadesi konusunda belli ki oldukça ısrarlı olacak ve Türk ABD ilişkilerinin bir test aracı olarak kullanacaktır. Ama ABD'nin kanıtlayıcı deliller gibi gerekçeleri ve işi yokuşa sürme çabalarından anlıyoruz ki, iade konusunda Amerika ayak direyecek ve bu seçim ortamında Clinton'un seçim kampanyalarına milyon dolarlarca destek veren Fetö grubunun bu desteğini gözardı edemeyeceği, seçmen tabanı bakımından ve kampanyalarına Fetö taraftarlarının verdikleri destekleri gözardı edemeyecekleri açıktır.  Buna karşı Türkiye de bu konuda çalışmalarını hızlandırmış ve iade talebine darbe belgelerini de ekleyerek iadesini kesinlikle isteyecek ve bunda da ısrarlı davranacaktır. Buna karşı Amerika gerekçelere dayanmaya ve ayak sürümeye devam edecektir. Peki Türkiye buna karşı ne yapacaktır?  Neleri koz ve pazarlık konusu yapacaktır bu şimdiden meçhul gözükmektedir. Ama benim talebim ve tahminim İncirlik üssü konusunu gündeme getirecek ve iade yapılmazsa İncirlik üssünün kapatılacağı tehdidini ileri sürecektir, bence bu kozunu da oynamalı ve istediğini mutlaka almalı, halkın yükselen taleplerini de böylece gidermiş ve demokrasiye sahip çıkarak ihtilale direnen halkın talebini de böylece yerine getirmiş olacaktır.  Bendeniz bu yazıyı yazdığım tarihe kadar tutuklamalar devam ediyor, tedbirler sürüyor, yeni tedbirler alınıyor ve Cumhurbaşkanı ihtilali İstanbul'dan kontrol etmeye devam ediyor. Demek ki Ankara'da hala bir risk görülüyor ve başbakan Ankara da çalışırken, Tayyip bey işi sıkı tutarak İstanbul'dan kumanda etmeyi tercih ediyor. Bu arada benim ve halkın en çok hayret ettiği hususa da burada temas etmek ve ikna edici, akılcı bir cevap bekliyoruz. Bu da şu bütün tehlikelere, girişimlere, 17-25, gezi ve diğer olaylara rağmen nasıl oluyor da Cumhurbaşkanının yaverinden tutun da Genelkurmay Başkanı ve ordu komutanlarının özel kalem ve yaverlerinin Fetö terör örgütünün mensubu olmaları nasıl izah edilebiliyor, buna karşı nasıl bir istihbarat zafiyeti yaşanmıştır da yaveri boynunu kemerle sıkacak, başına silah dayayacak ve Cumhurbaşkını yaverinin uçağın koordinatlarını isteyerek Tayyip beyin öldürülmesine aracılık ve yataklık yapabiliyorlar. Bu nasıl istihbarat, bu nasıl çalışacağınız insanı seçmede zafiyet ve bana göre de açık bir gaflete düşülüyor? Tabii bu soruların net ve açık, dürüst bir cevabını hiç bir zaman net olarak alamayacağımızı biliyorum ama yazar Rasim Ozan'ın F 16 pilotlarının yarısının Fetöcu olduğu yazılarına karşı kendisinin sorgulanmasına rağmen soruşturmalar açılıp, bu soruşturmanın sonuçları değerlendirilmiyor?  Bu şahsen benim kafamı karıştırıyor ve aklım bu zafiyeti ve gafleti bir türlü almıyor, kabul edemiyor. Hani bu terör örgütü ilan edilip kırmızı kitaba alınmıştı, hani mücadele ediliyor du... Bu nasıl mücadele bu nasıl gaflet bir türlü anlaşılması mümkün değil. Şimdi aynı Kütahyalı yazılarında yeni ikazlarda bulunuyor ve açıkça bunların saldırılarının ve kalkışmalarının süreceğini açıkça yazıyor, yarın ne olacak, neler yapılacak, neler es geçilecek bilemiyorum ama diyorum ki.. Artık aklınızı başınıza alın. Yanınızdaki ve akıl verenlerinize dikkat edin. Milletin sesine kulak verin yoksa sizi bu millet de kurtaramaz.